Bugün çarşaf çarşaf koro halinde küfür ettiğiniz polisin ne durumda yaşadığını biliyor musunuz? Tamamına yakının kredi kartı mağduru olduğunu, evlerine bir ekmeği bile zor götürdüklerini, yıllardır zam alamadıklarını ve görevlerini karın tokluğuna sürdürdüklerini kaçınız yazdınız?
1 Mayıs olaylarından sonra Türk polisine söylenmedik küfür, edilmedik hakaret kalmadı.
Hepsine gavur evladı muamelesi yapıldı.
Türk polisi sanki bizim milletten değil, Ermenistan’dan Yunanistan’dan getirilmiş düşman kuvvetlermiş gibi saldırıya uğradı.
Hangi gazeteyi, hangi kanalı açsan polise hakaretler havada uçuşuyor.
Peki ne yapmış polis?
1 Mayıs’ta Taksim’e yürümek isteyenlere engel olmuş, güç kullanmış.
Taksim’de gösteri yapılmayacağı, bir hafta önce İçişleri Bakanlığı tarafından ilan edildi mi?
Edildi.
Polise de bu talimat verildi mi?
Verildi.
Polis de aldığı talimat gereği göstericileri Taksim’e sokmadı.
Olay kısaca bu aslında.
Yürümeye kalkışanlara önce bu yasağı hatırlattı.Uyarıya rağmen dinlemeyenlerin üzerine yürüdü.Taş atanlara cop çekti.
Ne yacaktı polisler?
Kafalarına fırlatılan koca parke taşlarına çiçek ile mi karşılık vereceklerdi?
Sonuçta polisler yasaları uyguladı.
Polisin de asli görevi bu değil mi?
AK Parti’ye dava açıldığında, “Yasalar işliyor” diyen muhalefet, yasaları uygulayan polisi tu-kaka ilan ediyor.
‘Hırsızın hiç mi suçu yok’ durumuyla karşı karşıyayız anlayacağınız.
Yasağa rağmen Taksim’de toplananlara tek satır yazılmıyor.
Ülkemin polisine taş atanlara kimsenin gıkı çıkmıyor.
Devlete millete sövenlerle, PKK sloganı atan hainlerin yüzleri görmezden geliniyor.
Polisin kafasında sopa kırılması görüntüleri çekmecelerde saklanıyor.
Polisin coplu görüntüleri manşete çıkarılıyor.
Ağızlarından düşürmedikleri orantısız güç kullanma bu olsa gerek.
Dünya üzerinde kendi güvenlik güçlerine bu kadar küfür eden ikinci bir millet yoktur herhalde.
Güvenlik gücü deyince asker ve polislerimizi kastediyorum.
Tabi askere laf söylemek biraz sıktığı için oraya pek fazla bulaşamıyorlar.
Gariye gariban polisler kalıyor.
Vurun polise!..
Bunların ruhlarına işleyen polis düşmanlığı eskiye dayanıyor aslında.
Yaşı uygun olanlar hatırlayacaktır.
12 Eylül öncesinde Türk polisi özellikle sol gurup ve örgütlerin hedefindeydi.
Sol terör örgütleri, Türkiye Cumhuriyetini yıkmak için önlerinde en önemli engel olarak Türk polisini görüyordu.
Bu yüzden medyadaki uzantıları aracılığı ile polis teşkilatını yıpratmak için olmadık yalan ve iftiraları dillendirir, polisi milleten gözünden düşürmek için her türlü tezgahı kurarlardı.
12 Eylül öncesinin o artıkları bugün medyanın köşe başlarına oturan kelli-felli adamlar oldu.
İçlerindeki o iflah olmaz polis ve devlet düşmanlığı, böyle günlerde dillerine ve yüzlerine vurur.
Gazetelerinde; PKK’ya ‘hain’ derler, PKK’lıları kovalayan polise ‘zalim’ derler.
Siz böyle ölçüyü kaçırırsanız, polis teşkilatının içinde de ölçüyü kaçıran olacaktır elbette.
Hem ‘polis’ dediğiniz tek kişi değil ki..
Sonuçta ülkemizde 200 bin civarında polis görev yapıyor.Bu 200 binin içerisinde hata ve yanlış yapanlar olacaktır.
Medyanın içerisinde bulunanların tamamı sütten çıkmış ak kaşık olmadığı gibi polisin için de çürük elmalar mutlaka vardı.
Birkaç çürüğe bakıp, bir ton sağlama küfür edilmesini kabullenemiyorum bir türlü.
Bugün çarşaf çarşaf koro halinde küfür ettiğiniz polisin ne durumda yaşadığını biliyor musunuz?
Tamamına yakının kredi kartı mağduru olduğunu, evlerine bir ekmeği bile zor götürdüklerini, yıllardır zam alamadıklarını ve görevlerini karın tokluğuna sürdürdüklerini kaçınız yazdınız?
Polise zam gündeme gelir, hepiniz birden ayaklanırsınız:
-Olmaz, zam yapılacaksa herkese yapılsın!.
Şimdi sorarım size:
-Kim, ayda 1 milyar maaş için canını ortaya koyar?
-Hanginiz bu paraya sokaklarda iti –kopuğu kovalar?
-Kaçınız 24 saat hırsız –uğursuzla uğraşır?
-Psikopat, tinerci, cani ve tecavüzcülere bu paraya bulaşır mısınız?
Yapmazsınız elbette. Ama bu insanlar yapıyor.
Bugün köşklerinizde, patronunuzun verdiği villalarda mışıl mışıl uyuyorsanız, bunu kapınızda sokakları arşınlayan o küfür ettiğiniz polislere borçlusunuz.
Kimse sizden bu borcu ödemenizi beklemiyor.
Siz ödeseniz de ödemeseniz de polisler zaten sokakları bekliyor.
Paçan sıkışınca ‘yetiş polis’, rahatın yerindeyken, ‘kahrol polis’
Beyler ayıp oluyor ama...
Konu: ALLAH POLISLERIMIZI BASIMIZDAN EKSIK ETMESIN 
Paz Mayıs 18, 2008 1:37 pm
