2050 Yılında Torunlara Anlatılacak Efsaneler :)

torunlarım gelin gelin, toplaşın hele
- (fısır fısır) yine başlıcak yaaa
- torunlarım bilir misiniz, biz milyona para demezdik.
- biliyoruz dede 250 bine ekmek alırdın. yine sallamaya başlayacaksın,
sen ilacını aldın m?
- siz inanmayın, insanlar milyonlarla hatta milyarlarla maaş alırdı.
- dede, olmaz ööle şey ya, milyar dedin mi bi tır para, nasıl maaş olur.


- bizim zamanımızda da bilgisayar vardı, masanın üstüne koyardık,
- (torun topluluğu) puhaaaaaa
- niye gülüyorsunuz yahu ?
- dede bilgisayar niye hacim kaplıyordu, biz onu anlamadık? şu anda bu odada yüzyirmi beş tane bilgisayar var, bak çağırıyorum geliyor
(torun tavana bağırır)"sektör a yazılım dosyasını indir" zınnnn
(tavandaki bilgisayar seslenir) "yazılım dosyası indi efendim, konuştuklarınız yazılacak, derhal bin kopyası çıkarılacaktır"
- (akıllı torun yazarımıza döner) bak ortada kasa ekran edevat alet hiçbirşey yok, eskidenmiş oooooooooooooo....

- peki evladım. nasıl çalışıyor bu alet? (tavana dönerek) "bilgisayar bana su getir"
- (torun ve arkadaşları topluluğu) puhaaaa

"oğlum, bak zamanında süleyman demirel diye bir adam varmış, biz gençken bu adamla ilgili mısır mumyalarından biriymiş diye yarı şaka yarı ciddi fıkralar anlatılırdı, bu adama çoban sülü derlermiş ama hiç aldanma, yüzyıllarca yönetmiş türkiyeyi, kendisi gittiğinde de gölgesi yönetmiş... gitmiş diyorum, çünkü işitiyorum ki ölmemiş, uzun estetik ameliyatlardan geçmiş, şimdi gizli bir adada saklanarak gününü gün ediyormuş, isminin ve tarzının tamamen unutulmasını bekliyormuş, doğru zaman geldiğinde geri gelip tekrar türkiye'yi yönetecekmiş... ha bir de rakibi varmış bülent ecevit diye, onu ve karısını da donmuş halde başka bir adada saklıyorlarmış, süleyman demirel geri döndüğünde uyandıracaklarmış..."


televizyonu izliyordum, baktım kuleye çarptı bir tane sonra bir tane daha,
an ve an yaşadım o sahneleri.
- uçak ne? zeplin gibi bişi mi?
- uçak böyle uzun bir yolcu salonuna sahip, kanatları olan araçtı. kalktığı zaman bile bizim ülkemizde otobüs daha yaygındı.


hey gidi hey. bi zamanlar millet avrupa'da 40€ya 256/128 adsl baglanti alirken biz 56k modemle saati 1.5 milyon turk lirasindan baglanti yapardik.
- iyi de dede biz halen 56k kullanmaktayiz
- ekiehe


evladim su bak bakalim su yurt di$i cikislari acilmis mi?
- yok dede, haftaya diyorlar.
- lan bu zübükler 2003 ten beri haftaya diyorlar minibus girsin bunlarin kıçına be.
- minibus ne dede?
- su ucan seylerin dort tekerlikli olan hedesi.


- dede, sen 2000'e girişi de görmüşsündür, nasıldı?
- eh eh evet evladım, iyi yakaladınız, unutmuştum ben...nasıl olsun, insanlar yılbaşı denen kavramı anlayamamışlardı, hobaaa bir dakika ben size cem yılmaz izlettim mi?


evladım bir aralar voltron diye bir çizgifilm vardı.
-çizgifilm ne dede?
-görsel bir iki boyutlu animasyondu. japonlar çok iyi yapardı bunları.
-tabii ki plazma yansıtıcılarınızın çözünürlükeri de düşüktü değil mi?
-heh heh... o zamanlar biz televizyon kullanırdık. bööle koskoca bir kutu düşün. içinde bir tüp, hoperlörler ve ara devreler. uzaktan kumandamız vardı. infrared hesabına çalışırdı.
-yaaa... o insanlığın %80 ini yok eden şeyi evinizde mi kullanıyordunuz?
-evet evet, hiç sorma orasını zaten.

torunlar toplaşın hele vakti zamanında buzdolabı ile pentium 4 1.8 ghz işlemciyi soğutup 3 ghz çalıştırmıştım ya pehey ne günlerdi.

-dede saçmalama ya 1.8 ghz işlemci mi olur mikrodalga fırının işlemcisi bile 12 thz?

-lamercik evaldım yoktu o zamanlar o kadar hızlısı bizde uğraşıyoduk hızlandırmak için.

-lamercik ne demek dede?

-o zamanlar bitler vardı evladım. böyle 1 ve 0. yani ya 0 ya 1 oluolardı..
-puhahaha dede amma malmışsınız ha! kimbilir kaç saniye bekliyorsunuzdur bi işlem için... puhahaa kuantumsuz bit dio ya.. puhaha ya offf dobi dobi [2050 türkçe'sinde "amma komik lan" anlamına gelen ikileme]
-terbiyesize bak hele.. normali olmayaydı kuantumlusu nasıl olacaktı bacaksız? dobi dobiymiş.. sieeee


- şöyle bi düşün, yıl 2003, o zamanlar... şşş eşek mi osuruyo burada?
- bey bırak torunu matrixe bağlandı çocuk yav...
- peh zamane gençlik dejenere canım...



-teey tey, bizim zamanımızda bi asmalı konak vardı. aklimizi aldi be toplum olarak
--ama dede, şimdi de basmalı konak var, bundan önce tasmalı, ondan önce de yosmalı konak vardı.
-teey tey.


hep aynı hikayedir aslında:
- torun ya...
- yaa.. ne var dede ya??? kafamızı sisirme şimdi akşam akşam. zaten bin kere anlattın yüzyirmiyıldırolanbitenihepsisendenyana!!! bi sus da git bi çay demle sen?
- evet evladım, ben de tam bunu diyecektim. *


valla bi keresinde fenerbahce'deki evimden karsiya tam 10 dakkada gectim!
- ohaaaa
- yaa
- yapma dede be. o kadar da olmaz.
- cidden.
- o kadar yavasti demek arabalar! 10 dakka ne demek ya!
- iste hic trafik yoktu, sonra... ha? ne dedin?!
- dede, trafik ne demek?

-yavrum o zamanlarajda pekkangençti,40 senelik falan sanatçıydı...zamanla ters orantılı olarak ilerliyordu
-iyi de dede hala genç ki...kadının sesi de giderek daha güzlleşiyor...
-ama yavrum o zamanlar süperstardı sonradan diva olmuştu...
-hadi yaaa...vay be dede neler görmüşsünüz


taksime götürülür:
- bakın çocuklar burası böööle bostandı. almadım zamanında salaklık ettim. puahahaha


evladım 2005 de yeni rakıdan bir araba insan ölmüştü.
iyide dede 2005 de dünya çok gelişmiş bir yerdi.

dünya gelişmişti de evladım, 3 kuruş para kazanmak için şerefsizlik yapan insanların vicdanları, haysiyetleri gelişmemişti.

(dede dedigin bilge olur, ders verir dimi ama?)